Basın Açıklamaları
Meslektaşlarımızın haklarının korunmasında olduğu kadar, toplumun genel çıkarlarının savunulmasında da önemli bir yeri olan TMMOB'nin taşıdığı toplumsal role ilişkin hazırladığımız "KAMUSAL KAYNAKLARIMIZIN ve HAKLARIMIZIN KORUNMASINDA BİRLİĞİMİZİN ÖNEMİ" broşürümüz yayınlandı.
AKP Genel Başkanı/Cumhurbaşkanının Meslek Odalarını Hedef Alması Demokrasi ile Bağdaşmamakta, Üyelerimizin Özgür İradesini Dikkate Almamaktadır.
Ülkemizden, Kamu Yararı Uygulamalarından, Özerk Demokratik Mesleki Örgütlülüğümüzden Yana Olan Mücadelemiz Kararlılıkla Sürecektir.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, önceki gün partisinin MYK toplantısında yaptığı konuşmada, Ankara Barosu, Tabip Odaları ve Anayasa’nın 135. maddesi uyarınca kurulmuş olan bütün kamu kurumu niteliğindeki özerk meslek kuruluşları hakkında demokrasi ile bağdaşmayacak bir mevzuat değişikliğini tekrar gündeme getirmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meslek örgütlerini hedef alan açıklamalarına ilişkin TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından 5 Mayıs 2020 tarihinde basın açıklaması yapıldı.
BİRLİĞİMİZİ VE DEMOKRASİYİ SAVUNACAĞIZ!
İktidara geldiği günden bu yana kamu kurumu niteliğindeki emek ve meslek örgütlerine tahammülsüzlüğünü gizlemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardan beri çeşitli gerekçelerle kurumlarımızı hedef almayı bir alışkanlık haline getirdi. Daha önceki yıllarda özelleştirme uygulamalarına karşı çıktığımız, kentsel mekanlarımızı koruduğumuz, barışı savunduğumuz için kurumlarımızı hedef alan Cumhurbaşkanı, bu sefer de insan haklarını ve laikliği savunduğumuz için bizi tehdit ediyor.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında bir basın açıklaması yaptı.
YAÅžASIN 1 MAYIS
Uzun yıllar boyunca hafızalarımızdan çıkmayacak eşine az rastlanır bir dönemden geçiyoruz. Dünya üzerinde yaşayan herkesin hayat biçimini değiştiren, insanlar arası ilişkileri yeniden şekillendiren, alışageldiğimiz yaşama ve çalışma alışkanlıklarını alt üst eden küresel bir salgınla mücadele halindeyiz.
Kamuoyuna,
Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesi amacıyla, 2003 yılından bu yana her yıl 28 Nisan’da farklı bir tema ile kutlanmaktadır.
Her yıl, yaklaşık 3 milyon çalışan iş kazası ve işle ilgili hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirmekte, 374 milyon çalışan iş kazası geçirmektedir. İş kazalarının ve meslek/işle ilgili hastalıklarının neredeyse tamamı önlenebilecekken 21. Yüzyılda hala bu rakamları konuşuyor olmamız çok üzücüdür.
1 Mayıs 2020 hazırlıkları kapsamında bir araya gelen DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve 1 Mayıs Bileşenleri 22 Nisan 2020 Çarşamba günü saat 12.00’de online basın toplantısı ile 1 Mayıs programını açıkladı.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül'ün katıldığı telekonferans toplantısında okunan ortak açıklama şöyle:
EMEK VE BİLİM İLE KURULACAK YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN İÇİN: YAŞASIN 1 MAYIS!
İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs bu sene Covid-19 koşullarında kutlanacak. Tarihte ilk kez 1 Mayıs’ta dünya işçi sınıfı büyük kitleler halinde kentlerin merkezi meydanlarında buluşamayacak. Ancak bu koşullara rağmen Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun ilan ettiği insan onuruna yaraşır bir iş, gelir ve sosyal güvenlik talepleriyle dünya emekçileri tek ses, tek yürek olacak.
Corona pandemisi nedeniyle tüm dünyanın olağanüstü günler yaşadığı açık. Ne var ki yaşam devam ediyor. Ve kapitalizmin o meşhur "krizi fırsata çevirmek" sloganı bu günlerde de geçerli. Egemenler "cambaza bak" yerine "aman salgın var" diyerek olağan koşullarda çok da kolay yapamayacakları bir çok anti demokratik uygulamayı yaşama geçiriyorlar.
Kayyım atamaları, ilansız ihaleler, Türk Hava Kurumunun tasfiyesi, Salda Gölü yağması.... Ne yazık ki listeyi uzatmak mümkün. Son günlerde bu listeyi iş yaşamına ilişkin düzenleme, sokağa çıkma yasağı fiyaskosu ve af yasası izledi.
Yeni yıl ile birlikte adım adım gelen, ne var ki her zaman ki vurdumduymazlığımızla "iş işten geçmeden" müdahale edip önlem almadığımız bir salgın ile karşı karşıyayız.
Tüm dünyada pandemi ilan edildikten sonra bile gerekli radikal önlemleri almamış olmanın bizi bugün getirdiği nokta salgından en çok etkilenen bir kaç ülkeden biri olmak.
İletişim teknolojisinin bu denli geliştiği günümüzde artık "mızrak çuvala sığmıyor", gerçekleri gizlemek mümkün olmuyor.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu ve Türk Tabipleri Birliği hükümete seslenerek Koronavirüs salgını altındaki ülkemizde yapılabileceklere ilişkin önerilerini 23 Mart 2020 tarihinde yaptıkları basın açıklamasıyla duyurdular.
DİSK-KESK-TMMOB-TTB’DEN HÜKÜMETE ACİL ÇAĞRI:
HALKIN SESÄ°NE KULAK VERÄ°N,YAÅžAMSAL TALEPLERÄ° KARÅžILAYIN!
Dünyanın pek çok ülkesinde yüksek oranda ölümler yaşanmasına yol açan, artık bir kitle imha silahı gibi işlev gören koronavirüs, tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Dünya genelinde farklı ülkelerde yaşananlara baktığımızda konunun belirsizliğini koruduğunu görebiliriz. Bu süreçte ülkemizde şimdiye kadar yaşananlara baktığımızda ise sürecin doğru yürütüldüğüne ve yeterli önlem alındığına dair kaygılarımız artmaktadır.
8 Mart 1857 yılında 40 bin dokuma işçisi kadınların daha iyi yaşam ve çalışma koşulları için verdikleri mücadele 128 kadın işçinin katledilmesiyle sonuçlanmıştır. Bu 8 Mart’ta da hala kadınların fabrikalarda, sokakta, evde, sahnede, akademide, okul sıralarında verdikleri hak ve eşitlik mücadelesinin ateşi en harlı şekilde yanmaktadır.
Aile, eğitim , çalışma yaşamı, sağlık ve istihdam sorunları başta olmak üzere toplumsal yaşamın her alanında ezilen ve sömürülen kadınların haklı mücadelesinin parçasıyız.