Basın Açıklamaları
22 Ağustos 2020 tarihinde Giresun ve ilçelerinde yaşanan ve 7 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 9 yurttaşımızın ise hâlâ kayıp olduğu sel felaketiyle ilgili TMMOB Yönetim Kurulu tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi.
YAŞANAN SELLER DOĞAL AFET DEĞİLDİR.
ÇARPIK KENTLEŞME ve DOĞA KATLİAMLARI SELLERE NEDEN OLMAKTADIR.
Yapılan bilimsel çalışmalar, ülkemizin de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz Havzasının, iklim değişikliğine karşı en duyarlı alanlar arasında bulunduğunu göstermektedir. İklim Değişikliğinin 2 temel göstergesi Sıcaklık ve Yağıştır. Bölgesel olarak farklılıklar gösterse de küresel ölçekte artması öngörülen sıcaklıkların yanı sıra, yağışlarda da düzensizliklerin yaşanması beklenmektedir.
Pınar Gültekin’i tanımazdınız. Kaybedilip öldürülmese idi de tanımayacaktınız.
Özgecan Aslan gibi, Şule Çet gibi, Emine Bulut gibi…..
"Kötülüğün Sıradanlığı" Hannah Arendt’in İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan büyük insanlık dramının altında muhakeme yeteneğini ve vicdanını kaybetmiş kitlelerin oynadığı insanlık dışı rolü anlattığı eseri.
Arendt, bu kitabı soykırım suçlusu Nazi Adolf Eichmann’ın, İsrail’deki yargılanması sırasındaki gözlemleriyle yazmıştı. Hayatta hiçbir şey olamamış eğitimsizlerin, iyi aile babalarının, vefakar annelerin, tonton teyzelerin, ak sakallı amcaların nasıl olup da kolayca, yükselen otoriter rejimlerin bir parçası haline gelebildiklerini anlatıyor.
15-16 HAZİRAN; Ekmek, gül ve hürriyet günleri
50 Yıl önce bugün ülkenin işçileri “sınıf” bilincini en kitlesel biçimde ülke tarihine “15-16 Haziran direnişi” olarak yazdılar.
Ülkede 12 Mart 1971 faşist darbesine giden yolun yapıtaşları döşeniyordu. 1961 Anayasasını “topluma birkaç gömlek bol geldi” diye tanımlayanlar, yaşamın her alanında hak ve özgürlükleri kısıtlamaya çalışıyordu.
Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi işbirliği ile 274 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası'nda değişiklik yapan tasarı yasalaştı. Yapılan değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlamakta, sendika değiştirmeyi güçleştirmekteydi.
Ülkemiz tarihine bir kez daha not düşüldü 2013 Mayıs-Haziran'ında. Resmi tarih değil, halkların yazdığı tarih; GEZİ.
Bu ülke insanının tek bir yürek olup haykırdığı isyandır GEZİ.
Taksim'de bir ağacı korumak isteyen gencecik çocukların başlattığı ve büyüttüğü, kırmızılı kadını, duran adamı ile, toma karşısında gitar çalan genci ile naif ve temiz.
Anti emperyalist tavrını Starbucks'ın vitrinine "Yaşasın tam bağımsız Kurukahveci Mehmet Efendi" yazarak gösterecek kadar yaşamın içinden,
"Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiye'm" diyen genç kız kadar zeki,
ve dükkanının camına "Direnişe gidiyorum döneceğim" yazan esnaf kadar sakin ve kararlı.
Pandemi ile birlikte daha fazla derinleşen ekonomik kriz karşısında AKP, toplumsal tepkilerin önüne geçmek, gündemi değiştirmek ve muhalefetin sesini kesmek için demokratik kurumların yapılarını tek adam rejimine göre dizayn etmek istemektedir.
Anayasa’nın 135.maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleri demokratik özerkliğe sahiptir. TMMOB ve bağlı Odalar da demokratik işleyiş ve katılım mekanizmaları ile üyelerinin kolektif iradesine göre faaliyet yürütmektedir. Mesleğin ve ülkenin çıkarlarını savunurken üyelerine karşı sorumlu olan Odalar, kendi denetim mekanizmaları içinde tüm çalışmalarını sorumluluğunu genel kurulları başta olmak üzere üyelerine şeffaf şekilde yerine getirmektedirler. Bu demokratik işleyiş ortadan kaldırılmakta, Odaların “ilgili Bakanlık” vesayetine alınarak siyasi iktidarın keyfi ve kamu yararına aykırı politikalarının aracı haline gelmesi istenmektedir.
AKP Genel Başkanı/Cumhurbaşkanının Meslek Odalarını Hedef Alması Demokrasi ile Bağdaşmamakta, Üyelerimizin Özgür İradesini Dikkate Almamaktadır.
Ülkemizden, Kamu Yararı Uygulamalarından, Özerk Demokratik Mesleki Örgütlülüğümüzden Yana Olan Mücadelemiz Kararlılıkla Sürecektir.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, önceki gün partisinin MYK toplantısında yaptığı konuşmada, Ankara Barosu, Tabip Odaları ve Anayasa’nın 135. maddesi uyarınca kurulmuş olan bütün kamu kurumu niteliğindeki özerk meslek kuruluşları hakkında demokrasi ile bağdaşmayacak bir mevzuat değişikliğini tekrar gündeme getirmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meslek örgütlerini hedef alan açıklamalarına ilişkin TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından 5 Mayıs 2020 tarihinde basın açıklaması yapıldı.
BİRLİĞİMİZİ VE DEMOKRASİYİ SAVUNACAĞIZ!
İktidara geldiği günden bu yana kamu kurumu niteliğindeki emek ve meslek örgütlerine tahammülsüzlüğünü gizlemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardan beri çeşitli gerekçelerle kurumlarımızı hedef almayı bir alışkanlık haline getirdi. Daha önceki yıllarda özelleştirme uygulamalarına karşı çıktığımız, kentsel mekanlarımızı koruduğumuz, barışı savunduğumuz için kurumlarımızı hedef alan Cumhurbaşkanı, bu sefer de insan haklarını ve laikliği savunduğumuz için bizi tehdit ediyor.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında bir basın açıklaması yaptı.
YAŞASIN 1 MAYIS
Uzun yıllar boyunca hafızalarımızdan çıkmayacak eşine az rastlanır bir dönemden geçiyoruz. Dünya üzerinde yaşayan herkesin hayat biçimini değiştiren, insanlar arası ilişkileri yeniden şekillendiren, alışageldiğimiz yaşama ve çalışma alışkanlıklarını alt üst eden küresel bir salgınla mücadele halindeyiz.