Basın Açıklamaları
AKP iktidarının Taksim Gezi parkına Topçu kışlası yapma hevesi ve parktaki direnişçilere kolluk kuvvetleriyle saldırmasıyla ortaya çıkan direniş çok kısa zaman içerisinde siyasal iktidarın politikalarına karşı bütün ülkeyi saran halkın meşru bir hak arayışına dönüşmüştür.
Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği olarak bu süreçte halkın meşru ve yaratıcı direnişine "AKP Elini Taksim'den, Gezi Parkı`ndan, Doğamızdan ve Yaşam Alanlarımızdan Çek!", "TMMOB, Yaşatılanlara Karşı İtirazım Var Diyerek Sokakları ve Meydanları Özgürleştirenler ile Omuz Omuzadır!" diyerek destek oldu. Özellikle İstanbul`daki direnişin ve Taksim Dayanışmasının başından beri içinde ve merkezinde yerini aldı.
Şimdi gerçekleri görme zamanı.
Şimdi halka uygulanan polis terörünü hemen durdurma zamanı.
Bu hunharca saldırıyı durdurun.
Unutmayın tarih halkına zulmeden diktatörlerin hazin sonu ile doludur.
Ülkemiz tarihine not düşüldü bir kez daha.
Bir kez daha diktatörlere, dayatmacılara, yağmacılara, emperyalizmin uşaklarına boyun eğmeyeceğini gösterdi Türkiye.
Ordusundan, yargısına, ilkokulundan üniversitelerine dek tüm toplumun yeniden düzenlenmesinin, kaç çocuk yapacağından, içkisinden sigarasına yaşam tarzına karışılmasının yarattığı gerilim sonucu gezi parkı bardağı taşırmıştır.
Tüm dünyada şenliklerle kutlanan 1 Mayıs işçi bayramı bir kez daha devlet tarafından terörize edilerek tarihin sayfalarında yerini aldı…
Günler öncesinden Taksim Meydanı'nda alınan güvenlik önlemleri ve 1 Mayıs korkusu nedeniyle İstanbul kocaman bir hapishane haline getirildi. İstanbul'da olağanüstü hal ve fiili sıkıyönetim uygulandı. Bir kez daha açığa çıkmıştır ki, Taksim yasağı teknik değil siyasi bir yasaktır.
Mitinge katılanların güvenliklerinin düşünüldüğü gerekçesiyle Taksim 1 Mayıs'ına hayır diyenler, 1 Mayıs günü binlerce kişinin biber gazı ile mağdur olmasına, onlarca kişinin yaralanmasına, 1 kişinin gözünü kaybetmesine, 2 kişinin yoğun bakımda hayata tutunmaya çalışmasına neden oldular.
Dün 11.03.2013 öğle saatlerinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencileri yemek fiyatlarına yapılan zammı protesto ederek yemek yemeyip, aralarında topladıkları para ile sandviç alarak paylaşmak isteyince özel güven(siz)lik görevlileri tarafından saldırıya uğradılar.
Öğrencilerin kalitesiz ve pahalı yemeklere karşı protestosu geçen hafta başlamıştı. 5.000 imza ile rektörlüğe başvurdular. Sorunlarını anlatmak, çözüm aramak istediler. Muhatap alınmak bir yana "terörist" ilan edildiler.
7 Ocak 2012 Pazartesi günü, Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun Kozlu Müessesesi’ne ait kömür ocağında metan gazı patlaması sonucu meydana gelen göçükte taşeron firmaya ait çalışan 8 işçimizin yaşamını yitirdiği iş cinayetini üzüntüyle karşılıyoruz.
30 Haziran 2012 tarihli resmi gazetede yayınlanan 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu kademeli olarak yürürlüğe giriyor. Fakat biliyoruz ve görüyoruz ki; iş kazalarının yasalar, yönetmelikler, kanun hükmünde kararnameler ile çözülemeyeceği çok açıktır.
Gerekli önlemler işverenler tarafından alınmadıkça, işverenler gerekli iş sağlığı güvenliği çalışmalarını maliyet arttırıcı yük olarak görmekten vazgeçmedikçe, devletin ilgili kurum ve kuruluşları gerekli denetimleri yapmadıkça, taşeronlaştırma anlayışı terk edilmedikçe Türkiye, iş kazalarında Avrupa da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaya devam edecektir.
Dün Ankara emniyet kuvvetleri; 3600 polis, 105 koruma aracı, 20 zırhlı araç, 8 TOMA ile birlikte gaz ve ses bombaları, biber gazları ve coplarıyla ODTÜ'ye saldırdı.
26 öğrenci gözaltına alınırken başına gaz bombası isabet eden Barış Barışık ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Barış'ın hayati tehlikesi devam ediyor.
Dün ODTÜ'ye her yerde uyguladığı açılış şovunu yapmak için giden Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN "Bilimi satan, emperyalist savaş çığırtkanı Tayyip ODTÜ'den defol" pankartını açan öğrenciler tarafından protesto edilmiştir. En demokratik tepkisini ve hakkını kullanan öğrencilerimize karşı; polisler ve Başbakanın koruma timlerince faşistçe saldırı düzenlenmiştir.
Öğrencilerimiz bütün bu saldırılara rağmen direnişlerini sürdürerek ÜNİVERSİTELERİN FAŞİZMİ HOŞ GÖRMEDİĞİNİ bir kez daha göstermiştir.
Direnen öğrencilerimizi canı gönülden kutluyor, yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası olarak 16.03.2007 tarihinde T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Çalışma Bölge Müdürlüğü'ne yazdığımız yazı ile; çalışanların sağlığı ve çevre güvenliği açısından tehlikeli olduğunu belgelediğimiz ve suç duyurusunda bulunarak denetlenmesini istediğimiz İzmir'in Gaziemir ilçesindeki Arslan Avcı Döküm Sanayi ve Ticaret A.Ş. firması, çevre ve halk sağlığı felaketi haberiyle yeniden gündeme geldi.
Hurda aküden kurşun geri kazanımı yapan bu tesis, 2005 yılında o zamanki adıyla Çevre ve Orman Bakanlığı'nın talebi üzerine Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı Çevre, Metalurji, Kimya ve Makine Mühendisleri Odası tarafından oluşturulan bir komisyon tarafından incelenmiştir. Bu dört odanın hazırladığı raporda; işçi sağlığı ve iş güvenliği ile çevreyle ilgili eksiklerin olduğu Bakanlığa bildirilmiştir.
Siyasi iktidar hazırladığı bir torba yasa ile TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Yasası'nı değiştirmeye hazırlanıyor. TMMOB, bölünerek ve piyasalaştırılarak yok edilmek isteniyor.
Ülkemizde ileri demokrasi diyerek tüm demokratik mekanizmaların rafa kaldırıldığı, özgürlükleri genişletiyoruz diyerek ülkemizin büyük bir cezaevine, devletin muz cumhuriyetine dönüştürüldüğü, cemaat kültürünü derinleştirerek piyasa ve gericilik baskısı ile toplumun kişiliksizleştirilmeye çalışıldığı bir dönem yaşıyoruz.
Toprağına, havasına, suyuna, ormanına, geleceğine sahip çıkmanın, parasız eğitim istemenin bile suç olarak görüldüğü bir korku imparatorluğu yaratmaya çalışanlar, "özelleştirme" diyerek ülkenin üretim kurumlarını peşkeş çektiler, topraklarını sattılar, yer altı zenginliklerimizi yağmalamaya açtılar.
TMMOB`ye bağlı odalar, TMMOB Yasası`nda değişiklik yapmak üzere kapalı kapılar ardında yürütülen çalışmalar üzerine 16 Kasım 2012 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
Mesleklerimize, Odalarımız ve Birliğimize Sahip Çıkıyoruz
Kapalı Kapılar Ardında Hazırlıkları Yapılan TMMOB‘siz TMMOB Yasasını Kabul Etmeyeceğiz.
Son yıllarda gündeme gelen Odalarımız ve üst Birliğimiz Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği-TMMOB‘nin mevzuatını düzenlemeye yönelik adımlar, bugün doğrudan TMMOB Yasasını değiştirmeye yönelmiştir. Anayasa‘nın 123, 124 ve özellikle 135. maddelerinden hareketle yayımlanan 6235 sayılı TMMOB Yasasının değiştirilmesi yoluyla TMMOB örgütlülüğü ve mühendis, mimar, şehir plancılığı disiplinlerinin meslek örgütlülükleri, kapalı kapılar ardında yapılan hazırlıklarla tasfiye edilmek üzeredir.
Bilindiği üzere, yürürlükteki 2840 sayılı Kanun Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu gereğince gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerine verilmiş olan ruhsatlar iptal edilmiştir." şeklinde düzenlenmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart 2012 tarihinde Başbakanlığa iletilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Başbakan'ın imzasıyla, 20 Mart 2012 tarihinde B.02.0.KKG.0.10/101 - 487/1319 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na gönderilmiştir.