57. inci hükümet döneminde 2001 yılı başlarında gündeme getirilen Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı üzerine TMMOB ve bağlı odaları, kamuoyunun ve demokratik kitle örgütlerinin tepkileri üzerine bazı maddelerinden vazgeçilerek 19 Ocak 2002 tarihinde yasalaştırılmıştır.

Ancak, çevreyle ve hukuk ile başı dertte olan şirketler kendilerini bu durumdan kurtarabilmek için her türlü baskı yöntemlerini kullanmışlar ve kabul görmeyen sözkonusu maddeleri tekrar çıkarabilmek için 16 Haziran 2004 tarihinde Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı adı altında TBMM gündemine getirmişlerdir.

ENDÜSTRİ BÖLGELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI ÜZERiNE

Bilindiği gibi, TMMOB ve bağlı odaları, 57. inci hükümet döneminde 2001 yılı başlarında gündeme getirilen Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı üzerine eleştirilerimizi ve sorularımızı içeren basın açıklaması yapmıştı. Kamuoyunun ve demokratik kitle örgütlerinin tepkileri üzerine bazı maddelerinden vazgeçilerek 19 Ocak 2002 tarihinde yasalaştırılmıştır.

Endüstri Bölgeleri Kanununun çıkarılmasının amacının "yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmek ve yabancı sermaye girişinin artırılması" olarak ve bütün maddelerin bu amacı sağlamaya yönelik düzenlemeler getirmekte olduğu belirtilmekteydi.
Oysa ,23 Şubat 2001 tarihindeki Basın Açıklamamızda “özellikle 1980'lerden sonra verilen bütün ödünlere ve bu arada tahkimle ilgili anayasa değişikliğine karşın yabancı sermaye girişi iktidarların bekledikleri düzeyin çok altında kalmıştır. Yılda otuz milyar dolar yabancı sermaye girişinden söz edenler hedeflerine ulaşamayınca bu kez de Endüstri Bölgeleri Yasasını çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bu yasanın da beklentileri gerçekleştirmeyeceği” , ni söylemiştik. Bugün gelinen noktada gerçekler bir kez daha haklı olduğumuzu göstermektedir.

Ancak, çevreyle ve Türk Hukuku ile başı dertte olan yabancı şirketler kendilerini bu durumdan kurtarabilmek için her türlü baskı yöntemlerini kullanmışlar ve kabul görmeyen sözkonusu maddeleri tekrar çıkarabilmek için 16 Haziran 2004 tarihinde Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı adı altında TBMM gündemine getirmişlerdir.
Meclis komisyonunda iktidar partisi, muhalefet partisinin tasarının detaylı incelenmesi ve tartışılması için alt komisyona havale edilmesi önerisine bile tahammül etmeyerek bir saatte komisyondan 22 Haziran 2004 tarihinde üç saat içinde görüşülerek TBMM Genel Kurulu’ndan geçirilmiştir.

Mecliste yasa yapıcıların, “ bir sanayici işsizliği önleyecek bir yatırım yapmışsa, eğer, üretim yapılıyorsa, eğer orada vergisini ödüyorsa,...adam ÇED raporu alamamış olabilir. Niçin onu affetmeyelim? Yani endüstri Bölgesiyle beraber hakikaten üretim yapan, işçi çalıştıran firmaları niye affetmeyelim, buna niye karşı çıkılıyor?” mantığıyla hazırlanan ve meclisten geçirilen bu yasa tasarısı, kamu yararı ve ülke yararına olmadığı gibi, ülkenin doğal kaynaklarının talanının teşvik edildiği Hukukun üstünlüğü İlkesinin bir kez daha çiğnendiği, yargı kararlarının hiçe sayıldığı bir yasa olacaktır.

Adrese teslim çıkarılan bu yasada yapılan değişiklerle;

Kurum ve kuruluşlara endüstri bölgesi için başvuru hakkı getirilmektedir. Yani Bakanlığın seçtiği bölgeler yerine kurum ve kuruluşların seçtiği yerler de endüstri bölgesi ilan edilebilecektir. Endüstri bölgelerinin yerinin belirlenmesi konusunda kanunda hiçbir ölçüt öngörülmemekte olduğundan yeni maddelerle getirilen kurulmuş veya kurulacak tesislere endüstri bölgesi uygulaması ile bu yerlerin tarım alanı, orman, kıyı tabiat varlıklarının bulunduğu yerler olabilecektir. Bu başvuru hakkı, plansızlığın önünün açılmasına neden olacak ve birçok şirkete özellikle uluslararası büyük şirketlere yerine bakılmaksızın endüstri bölgesi kanunundan yararlanma hakkı getirmek için kullanılacaktır.

Endüstri bölgesi olmasını isteyen uluslararası bir şirketin talebiyle karar verilen arazilerdeki özel arsalar da dahil olmak üzere halkın parasıyla acele kamulaştırılacaktır.

Yabancı yatırımcılara kolaylık sağlamak ve yatırımcıların önündeki prosedürlerin kaldırılması için çıkarılan Endüstri Bölgeleri Kanunu bazı Organize Sanayi Bölgelerinin Endüstri Bölgesi olarak ilanını öngörmektedir. Endüstri Bölgelerinin Organize Sanayi Bölgelerinden en önemli farkı Endüstri Bölgelerinde arsa satışının olmaması ve sadece yatırım bedelinin %0.5’ini geçmemek kaydıyla alınan ücretle arsanın süresiz olarak yatırımcıya tahsis edilmesini ve en geç 3 ay içerisinde gerekli tüm ruhsat ve izinlerin verilmesini öngörmektedir.

Parası olan kazanır ilkesini benimseyen tasarı, ülkenin her anlamda planlı gelişme ve kalkınmasını tümüyle sekteye uğratılacaktır, 75 trilyon liranın üstündeki yatırımcılar bu yasa hükümlerinden tümüyle yararlanacaklardır. Daha düşük yatırıma sahip olanlar (küçük ve orta ölçekli işletmeler) için ise, eşitsiz bir durum ortaya çıkacaktır. Endüstri bölgesi kapsamına girmeyen ulusal işletmeler (özellikle KOBİ niteliğindekiler) eşitsiz çalışma koşulları yüzünden kapanacaktır.
ÇED olumlu kararı alan veya ÇED gerekli değildir kararı verilen bir faaliyet için ilgili kurumlarca başkaca hiçbir işleme gerek kalmaksızın 15 gün içinde irtifak hakkı dahil, gerekli tüm izin, onay ve ruhsatlar verilerek bu ülkede ÇED’ den başka alınan izinlerin hiç önemi yok mantığı oluşturulmakta ve ÇED dışında alınması gereken tüm izin, onay v.b nin gereksizliği ortaya konmaktadır.
Bakanlar Kurulu Kararıyla özel endüstri bölgesi ilan edilen alanlarda yer alan ve daha önce izin onay ve ruhsatlan alınmış yatırımların tüm izin, onay ve ruhsatları, geçersiz kılınmış olması durumunda dahi yenilenecek hükmüyle; Cargill’in Danıştay’ca iptal edilmiş onay, izin ve ruhsatlarının hiçbir anlamı kalmayacak. Yasanın çıkmasının ardından ABD’li Cargill yeni ruhsat ve izin alarak, AKP’nin ve yeni yasanın himayesinde “yasal” olarak üretimini sürdürecektir.

Ne amaçla çıkarılırsa çıkarılsın, hiçbir yasanın toplumsal çıkarları göz ardı etmesi kabul edilemez. Burada da temel amaç yabancı sermayenin gelmesi olamaz, olmamalıdır. Amaç toplumun refah düzeyinin yükseltilmesi, ülkenin kalkınması, bir başka deyişle sanayileşmesi olmak zorundadır. Bu da temelinde ulusal bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarının bulunduğu ulusal planlamadan geçmektedir. Bu politikaları belirlemeden, buna uygun planlama yapılmadan çağrılan yabancı sermayenin, toplumun ve ülkemizin çıkarlarına hizmet etmeyecektir.

Toplumsal uzlaşıdan uzak, öneri ve eleştirilere kapalı, sadece İktidarın sayısal üstünlüğüne dayandırılarak yasalaştırılacak bu değişikler, yabancı ve yerli sermaye şirketlerine mevcut her türlü Anayasal ve yasal düzenlemeden, kısıtlamadan, kamusal denetimden kurtulma olanağını tanımaktadır.

TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası olarak bir kez daha, bütün dünyaya egemen kılınmak istenen kuralsızlaştırmanın ülke menfaati, kamu yararı, ulusal değerlerimizin hiçe sayıldığı, özellikle yabancı şirketlerin hukuki sorunlarını çözme amacına hizmet etmek amacıyla yeniden gündeme getirilen bu değişikliklerle, ulusal egemenlik ve hukuk denetiminin dışına kaçırma ve ilgili alanlarda söz konusu ''kamu yararları'' üzerine açık saldırıları içeren, planlamayı yabancı sermaye için engel olarak görerek kaldıran bu tasarının Sn Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilmesini talep ediyor ve konuyu kamuoyunun bilgi ve duyarlılığına sunuyoruz.

DERGİ VE ARŞİV TARAMASI

Metalurji dergilerinin 121. sayısından itibaren yazıların tam metinlerinde arama yapabilirsiniz.

Metalurji Dergilerinde Arama:

Yasalar ve Yönetmelikler, Yönetim Organları, Genel Kurul Sonuç Bildirgeleri, Çalışma Raporları, Sektörel Raporlar, Basın Açıklamaları, Dergi Yazı Başlıkları, Kongre Kitap ve CD'leri, Sempozyumlar ve Kütüphanemizde bulunan kitap özetlerinden oluşan arşivimizde arama yapabilirsiniz.

Arşivde Arama:

 


TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası
Kültür Mahallesi, Çaldıran Sokak Nida Apt. NO: 14 / 13 Kızılay
Çankaya ANKARA
Tel: (312) - 425 41 60 ve 419 38 18 Faks: (312) - 418 93 43
E-Posta: Genel Merkez - İstanbul Şube -
İzmir Şube - Bursa Temsilciliği